En sevdiğim replik : Türk Sineması
Merhabalar, ''Uzun bir süre yoktum dediler ki öldü, şimdi söyleyin onlara kral geri döndü'' gibi bir cümle kurarak hakkımda Survivor Turabi gibi olduğumu düşünmenizi istemem. Üniversite son sınıfta olduğum için bu yıl benim için gerçekten zorlu geçmekte. Örnek verecek olursam, tez yazmak, mezun olunca gelecek kaygısı, okul ile evim arasındaki mesafe gibi etkenler beni bir hayli zorlamaya başladığından ötürü bloga zaman ayıramadım. Bu blog benim bir çeşit hobim olduğundan ötürü mümkün olduğunca sizlerle birşeyler (kesin bir sınır belirlemediğim için) paylaşacağım.
Bugünkü konumuz Türk Sinema Tarihi'ndeki en sevdiğimiz replikler.
Benim en sevdiğim replik, Yılmaz Erdoğan'ın senaryosunu, yönetmenliğini üstlendiği ve başrol olarak oynadığı film olan 2005 yapımı Organize İşler filminden. Şöyle ki;
- Tolga Çevik (Süpermen): Üzeyir Abi sen dilsiz değilsin, niye hiç konuşmuyorsun?
- Erdal Tosun (Üzeyir) :Bir ara çok konuştum, hiç faydasını görmedim, bıraktım.
Merak edenler için:
Bugünkü konumuz Türk Sinema Tarihi'ndeki en sevdiğimiz replikler.
Benim en sevdiğim replik, Yılmaz Erdoğan'ın senaryosunu, yönetmenliğini üstlendiği ve başrol olarak oynadığı film olan 2005 yapımı Organize İşler filminden. Şöyle ki;
- Tolga Çevik (Süpermen): Üzeyir Abi sen dilsiz değilsin, niye hiç konuşmuyorsun?
- Erdal Tosun (Üzeyir) :Bir ara çok konuştum, hiç faydasını görmedim, bıraktım.
Merak edenler için:
Bu replik bazen anlamı, bazen tükenmişliği, yerine göre de hayattan usanmışlığı simgeliyor benim için. Rahmetli Erdal Tosun'a saygıyla...
BONUS:
Replikle birlikte, birde sizlerle en sevdiğim tiradı paylaşmak isterim. Zeki Demirkubuz'un Yeraltı filminden. Başrolde ise Engin Günaydın yer alıyor. Buyrunuz;
Engin Günaydın (Muharrem) :Sevgili
Generalim Cevdet Bey! Pardon, Cevat Bey ve kadirşinas yalakaları!
Şunu iyi
bilin ki; gösteriş budalası insanlardan, gösterişli laflardan, gösterişin
kendisinden hiç hoşlanmam! Bu, bir…
Kibirden, kendini beğenmişlikten,
“Bütün bu dağları ben yarattım” havalarından, süslü kişiliklerden nefret
ederim! Bu, iki…
Yalakalardan, yalakalıktan, yalakaca edilmiş laflardan ve
davranışlardan da nefret ederim! Bu, üç…
Dördüncüsü…
Gerçeği, içtenliği ve samimiyeti çok severim. Ve Dostoyevski’nin dediği
gibi; gerçeğin, her şeyin üstünde, zavallı egoların bile üstünde tutulmasını
isterim. Arkadaşlığın, karşılıklı, açık sözlü ve yalansız olanı için
canımı veririm! Evet buna bayılırım Sayın Generalim! Arkadaşlık,
hassaslık ve incelik isteyen bir iştir; öyle kabalığa, özensizliğe, alaycılığa
gelmez!
Daha ne
söyleyecektim… Neyse, niye uzatıyorum ki? Yine de şerefinize Sayın
Generalim! Güle güle gidin İstanbul’a. O kahpe Bizans’ı bizim için
fethedin! Oradan da sürün atınızı batıya, Viyana’ya. Nobel’di, Oscar’dı ne
bulursanız getirin Ankara’ya!
Şerefinize
Sayın Generalim! Şerefinize!
Merak edenler için:
Sizlerinde beğendiğiniz replikler var ise yorumlarda paylaşabilir, yeni yazılarımdan haberdar olmak isterseniz abone olabilirsiniz.
İyi günler...



Yorumlar
Yorum Gönder