Metro'daki Tartışma: Tahammül
Bugün sizlere M4 Kadıköy-Tavşantepe Metro hattını kullandığım bir gün yaşadığım hikayeyi paylaşmak istiyorum;
Okul çıkışı eve giderken bir akşam Kadıköy'den bindiğim metroda oturmak için stratejik öneme sahip olan kapının açılacağı yerde beklerken, kapının açılmasıyla, Türklerin Anadolu'nun kapısını araladığı savaş olan Malazgirt Savaşına benzer bir görüntü ile birlikte ''Allah Allah'' sesleriyle birlikte hücum ederken, her ne kadar köşeyi kapamasam bile oturacak yer bularak içten içe seviniyordum.
Aradan çok kısa bir süre geçtikten sonra ayakta bekleyen diğerleri için yolculuğun zorlu geçeceğinin sinyalleri oturacak yer kalmamasıyla beraber çalmaya başlamıştı.
Benim hizamda oturan bir kadının rahatı bozulmuş olacak ki, ayakta bekleyen ve kulağında kafa bantlı kulaklıklarıyla müzik dinleyen bir kadına dikkat kesilip, ona tuhaf bir şekilde baktığını farkettim. Daha sonra müzik dinleyen kadının müzik sesi bulunduğumuz vagondaki herkes tarafından duyulabilecek düzeyde olduğunu anladım. Ancak sebebini bilmediğim bir şekilde çok rahatsız olan kadın, müzik dinleyen kadına döndü ve ''İstediğimiz müziği biz seçebiliyor muyuz?'' dedi. Müzik dinleyen kadın ise kulaklığından ötürü anlamayarak ve kulaklığını çıkarak ''Anlayamadım'' dedi. Rahatsız olan kadın tekrar etti ve müzik dinleyen kadının tepkisi şu oldu: ''Rahatsız mı oldunuz''. ''Evet rahatsız oldum, istediğimiz müziği seçelim bari hep beraber dinliyoruz sonuçta'' diyerek tüm dikkatleri üzerine çekti bu ikili. Müzik dinleyen kadının cevabı ise; ''Ne kadar dengesiz varsa İstanbul'a gelmiş'' diyerek olayı kızıştırdı ve kulaklığını takarak diğer vagona doğru adımlarını atarken rahatsız olan kadına hiç bakmayarak arkasından söylenenleri duymadı ve önemsemedi bile.
Bu hikayeyi neden anlattığımı düşünebilirsiniz belki ama amacım ''Bu da böyle bir anımdı'' demek değil. Anlatmak istediğim, toplumumuzda kimsenin kimseye tahammülünün kalmadığı, herkesin birbirini dışladığı, dış görünüşünden hareketle önyargılarının yönetmeye başlamasını vurgulamaktı.
Son yıllarda yaşadıklarımız bizleri o kadar mı etkiledi bilemiyorum ancak, kimsenin kimseye tahammülünün kalmadığı ve birbirimize olan saygımızın azaldığını belirtmek isterim.
Sonuç olarak bu olayda herhangi bir tarafın haklı olduğunu düşünmüyor, iki tarafın da haksız olduğu noktaları olduğunu düşünüyorum.
İyi günler...
Okul çıkışı eve giderken bir akşam Kadıköy'den bindiğim metroda oturmak için stratejik öneme sahip olan kapının açılacağı yerde beklerken, kapının açılmasıyla, Türklerin Anadolu'nun kapısını araladığı savaş olan Malazgirt Savaşına benzer bir görüntü ile birlikte ''Allah Allah'' sesleriyle birlikte hücum ederken, her ne kadar köşeyi kapamasam bile oturacak yer bularak içten içe seviniyordum.
Aradan çok kısa bir süre geçtikten sonra ayakta bekleyen diğerleri için yolculuğun zorlu geçeceğinin sinyalleri oturacak yer kalmamasıyla beraber çalmaya başlamıştı.
Benim hizamda oturan bir kadının rahatı bozulmuş olacak ki, ayakta bekleyen ve kulağında kafa bantlı kulaklıklarıyla müzik dinleyen bir kadına dikkat kesilip, ona tuhaf bir şekilde baktığını farkettim. Daha sonra müzik dinleyen kadının müzik sesi bulunduğumuz vagondaki herkes tarafından duyulabilecek düzeyde olduğunu anladım. Ancak sebebini bilmediğim bir şekilde çok rahatsız olan kadın, müzik dinleyen kadına döndü ve ''İstediğimiz müziği biz seçebiliyor muyuz?'' dedi. Müzik dinleyen kadın ise kulaklığından ötürü anlamayarak ve kulaklığını çıkarak ''Anlayamadım'' dedi. Rahatsız olan kadın tekrar etti ve müzik dinleyen kadının tepkisi şu oldu: ''Rahatsız mı oldunuz''. ''Evet rahatsız oldum, istediğimiz müziği seçelim bari hep beraber dinliyoruz sonuçta'' diyerek tüm dikkatleri üzerine çekti bu ikili. Müzik dinleyen kadının cevabı ise; ''Ne kadar dengesiz varsa İstanbul'a gelmiş'' diyerek olayı kızıştırdı ve kulaklığını takarak diğer vagona doğru adımlarını atarken rahatsız olan kadına hiç bakmayarak arkasından söylenenleri duymadı ve önemsemedi bile.
Bu hikayeyi neden anlattığımı düşünebilirsiniz belki ama amacım ''Bu da böyle bir anımdı'' demek değil. Anlatmak istediğim, toplumumuzda kimsenin kimseye tahammülünün kalmadığı, herkesin birbirini dışladığı, dış görünüşünden hareketle önyargılarının yönetmeye başlamasını vurgulamaktı.
Son yıllarda yaşadıklarımız bizleri o kadar mı etkiledi bilemiyorum ancak, kimsenin kimseye tahammülünün kalmadığı ve birbirimize olan saygımızın azaldığını belirtmek isterim.
Sonuç olarak bu olayda herhangi bir tarafın haklı olduğunu düşünmüyor, iki tarafın da haksız olduğu noktaları olduğunu düşünüyorum.
İyi günler...



Yorumlar
Yorum Gönder